CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç: Meyve ve Sebze Fiyatlarındaki Artış Yoksulluğu Derinleştiriyor
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç‘in yaptığı fiyat araştırması, temel meyve ve sebzelerdeki ciddi artışları ortaya koydu.
Aşkın Genç, 2024 ve 2025 temmuz aylarına ait meyve-sebze fiyatlarını karşılaştırarak yaptığı çalışmada, dar gelirli vatandaşların alım gücünü zorlayan sonuçlara ulaştı. Genç’in hazırladığı tabloya göre, 2024’te 130 TL olan kirazın kilogram fiyatı bu yıl 600 TL’ye yükseldi. Vişne 70 TL’den 220 TL’ye, şeftali 45 TL’den 120 TL’ye, üzüm 40 TL’den 110 TL’ye çıktı. Sebzelerde ise domates 30 TL’den 50 TL’ye, semizotu 20 TL’den 35 TL’ye, taze fasulye 30 TL’den 50 TL’ye ulaştı. Yaz sebzelerinden bamyanın fiyatı ise 150 TL’den 200 TL’ye çıktı.
“Halkın Alım Gücünü Koruması Mümkün Değil”
Genç, bu artışların özellikle sabit gelirli kesimler için ciddi bir geçim krizine yol açtığının altını çizerek şunları söyledi:
“Net asgari ücret 22 bin 104 TL, en düşük emekli maaşı ise 16 bin 881 TL. Ancak kirazın yüzde 361, vişnenin yüzde 214, şeftalinin yüzde 166 oranında zamlandığı bir tabloda, maaş artışlarının halkın alım gücünü koruması mümkün değil. Maaşlar yıllık bazda yüzde 30–35 bandında artarken, temel gıdaların fiyatı 2–3 katına çıktı. Halkın sofrası, enflasyon ve ihmalkarlığın doğrudan hedefi haline geldi.”
“Tüketici Yüksek Fiyata Mahkum Edildi”
Aşkın Genç, fiyat artışlarının sadece piyasa dalgalanmalarından değil, hükümetin uyguladığı politik tercihlerden kaynaklandığını belirterek şunları söyledi:
“Artışlar ne doğal ne geçici. Türkiye’de uzun süredir üretim planlaması yapılmıyor. Tarım destekleri yetersiz, girdi maliyetleri kontrolsüz. Mazottan gübreye, sulamadan işçiliğe kadar her kalemde ciddi maliyet baskısı var. Bu şartlarda çiftçi üretimden çekiliyor, tarla boş kalıyor. Sonuç ise rafta 600 TL’lik kiraz, 200 TL’lik bamya. Üstelik sadece maliyet değil, iklim koşullarına karşı da üretici yalnız bırakılıyor. Nisan ayında yaşanan zirai don, özellikle kiraz, elma ve kayısı üretimini olumsuz etkiledi. Ancak devletin bu afete karşı etkin bir destek mekanizması devreye sokulmadı. Üretici zarar etti, tüketici yüksek fiyata mahkûm edildi.”
“Fiyat Artışları Siyasi Bir Tercihin Ürünüdür”
Genç, resmi enflasyon verileri ile pazar ve hal fiyatları arasındaki farkın kamuoyunu tatmin etmediğini vurgulayarak şunları ekledi:
“TÜİK’in açıkladığı gıda enflasyonu oranı ile yurttaşın markette ve pazarda karşılaştığı fiyatlar arasında makas açılmış durumda. Kiraz bir yılda yüzde 361 zamlandıysa bu ülkede enflasyonun düşmediği açıktır. İktidarın ‘kontrol altına aldık’ dediği ekonomi, vatandaşa kontrolsüz bir hayat pahalılığı olarak yansıyor. Fiyat artışları sadece ekonomik bir sonuç değil, siyasi bir tercihin ürünüdür. Tarımı yok sayan, üreticiyi desteklemeyen, ithalatla günü kurtaran, denetimsizlikle fırsatçılığı cesaretlendiren bu sistem sürdürülemez. Mutfak yangını artık sosyal bir çöküşe doğru yol alıyor” dedi.